İngiltere’de hayat pahalılığı: ‘Elektrikli ocağımı çalıştırmak pahalı geldiği için mikrodalga yemekleriyle besleniyorum’

İngiltere’de haneler elektrik ve doğalgaz faturalarında, tahmin edilenin de ötesinde bir artışla karşı karşıya kalmaya hazırlanıyor.
BBC News, bununla iyi mi başa çıktıklarını idrak etmek için mikrofonlarını halka uzatıyor.
Ipswich’teki Gainsborough mahallesinden Marina Keohane maddi olarak zorlandığını anlatırken bu kış gelecek faturaları düşündükçe gözlerinin dolduğunu söylüyor.
İşte 53 yaşındaki Keohane’nin ağzından yaşam pahalılığı:

Her gün iyi mi hayatta kalacağımın endişesiyle yaşadıklarımı tanım etmem fazlaca zor. Bu yaşa geldiğimde böylesi şeylerden korkacağım aklıma gelmezdi. Fakat şimdi hiçbir gelirim olmadan hayata tutunmaya çalışıyorum.
Yaptığım her şey, harcadığım her para beni korkutuyor. Geçmişte de varlıklı değildim fakat artık eve giren para çıkandan daha azca.
Evde hiçbir şey kullanmıyorum. Tam zamanlı çalışan tek şey buzdolabım. Tv izlerken ışığı kapatıp karanlıkta yaşıyorum.
Yiyecek mevzusunda ise ocağımı kullanmaktan korkuyorum. Ocak da elektrikle çalışıyor fırın da, bu yüzden fazlaca enerji tüketiyor.
Ben de mikrodalgada ısıtılan hazır yiyeceklerden alıyorum yada salata yapıyorum.
Kendimi iyi hissettirecek hiçbir şey yapamadığım benzer biçimde kuaföre gitmek benzer biçimde temel ihtiyaçlarımı bile karşılayamıyorum.
Makyaj malzemesi alamıyorum ve hiçbir kıyafetimin eskimemesi gerekiyor.

Eskiden bakıcı olarak çalışıyor, evden eve gidiyordum. Fakat artan petrol tutarları büyük bir mesele haline geldi bundan dolayı ayda 200-240 sterlinlik benzin almam gerekiyordu.
Kasım’da babam öldü ve ben de Covid oldum.
Uzun Covid emareleri göstermeye başladım. Bir iki hafta çalışsam derhal hastalanıyordum.
Depresyonum ve anksiyetem kötüleşti.
Bir keresinde beş hafta süresince evden çıkamadım.
İşi bırakmak zorunda kaldım, bundan dolayı benden bakım bekleyen insanları yarı yolda bırakıyordum.
Şimdi tek gelirim devletin hastalığı sebebiyle çalışamayanlara verdiği azca miktardaki ödenek.
İşsizlik maaşına da başvurdum.
Son maaşımı 28 Haziran’da aldım, 400 sterlindi. Birazcık da babamdan kalan para vardı.
Bu parayla evimi elden geçirmeyi planlıyordum.
“Bunca yıl bana baktın, bu parayı evin için harca” demişti.
Fakat şimdi bu parayı market alışverişim ve faturalarım için kullanmam gerekiyor.
Astım ve artrit sebebiyle uzun mesafeler yürüyemiyorum.
Fakat arabamın aylık 50 sterlinlik sigortasını ödeyecek maddi gücüm de yok.
Çalışıyorken otomobil gerekiyordu fakat şu anda da evden çıkmamın tek yolu olduğundan akıl sağlığımı korumam için gerekiyor.
Elimden gelse çalışırdım. Fakat yapamıyorum.
Bunun uzun süre devam edeceğini düşünmüyorum, bir an ilkin işe geri dönmeyi umuyorum.
Hükümet şunu görmeli: Zorlanıyoruz.
Ciddi bir şeylere yol açmadan bu daha ne kadar bu şekilde devam edebilir?
Ulusal Sıhhat Sistemi zorlanıyor diyorlar fakat bu kış yetersiz beslenme ve ısınma benzer biçimde nedenlerle kaç şahıs ciğer enfeksiyonları benzer biçimde hastalıklardan hastaneye kaldırılacak?

Bu kış olacakları anlattıklarında, insanoğlu elektrik ve doğalgaz faturaları sebebiyle endişelenmeye başladığında “Bu kadar fena de olmaz canım, iyi mi bu kadar kötüleşebilir ki?” diyordum.
Yanılmışım, hem de iyi mi…
Bu çağda kimse bu şekilde yaşamak zorunda bırakılmamalı.
Muhabirler: Jo Black ve Annie Delaney
Yoruma kapalı.