İran’dan üç kadın protestoları anlattı: “Polisin gözünde korkuyu gördüm”

Kaynak, Getty Images
İran’daki protesto eylemlerinde bayanlar en ön saflarda. 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin polis gözetimindeyken ölmesi, yeni kuşağı yeni haklar ve özgürlükler talep etmek için harekete geçirdi.
Sadece birçok İranlı rejime karşı gelmenin gerçek bir risk bulunduğunu söylüyor. Ülkenin batısında yaşayan üç hanım, ülkede son yıllarda görülen en büyük protesto dalgasıyla ilgili düşüncelerini yazdı. İsimlerini kendi güvenlikleri için değiştirdik.
Nil, 24, Bukan’dan
“Gösterilere katılıyor ve olanları yakından görüyorum. Bu tür şeylere ilk şahit oluşum ve şoke oldum. Polis, daha çarpıcı söz atma fırsatı bile bulamadan insanların üstüne ateş açmaya başladı. Ellerinde pompalı tüfekler vardı fakat bence gerçek mermi kullanıyorlardı bu sebeple çıkan ses büyüktü.
İnsanlara ellerindeki sopalarla saldırdıklarını kendi gözlerimle gördüm. Fazlaca yakındaydılar ve bana da vurdular fakat kurtulmayı başardık.
Günlük yaşam eskisi benzer biçimde değil. Dükkanlar akşam olmadan kapanıyor. Geçmişte gece de açık kalırlardı. Sokaklarda daha azca otomobil var. Eskiden geceyarısına kadar sokaklarda insanoğlu olurdu. Şimdi kolayca araçlara ve hatta evlere bile saldırıyorlar.
Başaracağımıza inanırım. Rejimin acımasız olduğu gerçeğine rağmen, insanoğlu hakkaten yürekli. Halkı devamlı bastıramayacaklarına inanırım.
Bir tek polisin acımasız bulunduğunu söylemek isterim. Gözlerimin önünde yaşlılara bile saldırdılar. Hanımefendilere saldırdılar. Hanımefendilerin bilhassa başlarına vuruyorlar. Hanımefendilere daha oldukca saldırıyorlar. Fakat benim için en mühim olan, başörtümü çıkartıp, polisin gözleri önünde yürümekti.
Başka hanımefendilerin da aynısını yaptığını gördüm fakat polis hiçbir şey diyemedi. Bu da kazandığımızın bir işareti.”
Rojano, 45, Sanandaj’dan bir karı hakları eylemcisi
“Eylemlerin ilk gününde, iştirakçilerin ve çarpıcı söz atmaya başlayanların % 90’ı kadınlardı. Başlangıçta, güvenlik güçleri gösterilerde hanımefendilere katılan erkekleri hedef alıyor, saldırıyor ve baskı altına alıyordu.
Çarpıcı sözler “Hanım, yaşam, özgürlük” ile başlıyor. Meydan hanımlarla, acıya maruz bırakılmış yürekli ve kızgın hanımlarla doluydu; coplardan ve güvenlik güçlerinin evinize dönün çağrılarından korkmuyorlardı.
Hanımefendilerin karşılaşmış olduğu tüm ayrımcılıklara karşı çıkmak için oraya gelmişlerdi. İnsanların davaları için gösterdiği cesareti ve kararlılığı gördüm. Güvenlik güçlerinin gözündeki korkuyu gördüm. Hanımefendiler eşitlik kavgalarından caymak istemedi. Hala istemiyorlar.

Kaynak, EPA
Kentin çeşitli yerlerine konuşlandırılan hususi güçlerin sayısı hakkaten büyük fakat insanoğlu hala günlük yaşamlarına devam ediyor ve ne yapmaları gerekiyorsa onu yapıyor.
Bırakım olduğu günler tüm dükkanlar kapalıydı fakat insanoğlu gene de dışarı çıktı. Rejime onlardan korkmadıklarını, sokakları terk etmeyeceklerini ve protestoları bırakmayacaklarını göstermek istiyor benzer biçimde görünüyorlar.
Beni şaşırtan bir şey de insanların güvenlik güçlerine karşı aldırmaz bir tepki vermesi. Gündüzleri yanlarından kolayca geçiyorlar ve akşam gene protestolara başlıyor, ateşler yakıyor, çarpıcı sözler atıyorlar.”
Zilan, 52, Bukan’dan
“Gerçek bir direniş gördüm, bilhassa de bu protestolara katılan gençlerde. Bu dönem yürekli ve korkusuz. Hapse girebileceklerini, tutuklanabileceklerini, işkence görebileceklerini ve hatta öldürülebileceklerini biliyorlar fakat gene de bu devrime katılmakta ısrar ediyorlar.
Bu gösterilerin bir başka mühim boyutu da Zhina’nın (Mahsa Amini’nin Kürtçe ilk adı) ölmesiyle hanımefendilerin oynadığı büyük rol. Gösterilere erkeklerle yan yana katılıyorlar.
Polis, bir tek temel haklarını talep eden barışçıl gösterileri bastırmak için tüm araçları kullanıyor. Tabanca kullandılar ve web üstünden dünyanın dört bir yanında görüldü. Ben de oldukca yakından takip ettim.
Burada artık düzgüsel bir yaşamımız yok. Bir taraftan bu vakalar bu rejimin sonunun yakın olduğu umudunu veriyor fakat bir taraftan yaşananlar insanların psikolojisini negatif etkiliyor.
Bir başka pozitif nokta da tanımadığınız insanlara karşı sempati gelişmesi ve değişik etnik gruplar içinde birlik oluşması. Bu yüzden protestocuların sayısı arttı ve gösterilere daha oldukca şehir ve kasaba katıldı.
Öteki eylemlerin tersine, bu kez halk caymak istemiyor ve amaçlarına ulaşana kadar savaşmaya karar verdiler. Geçmişin tersine, rejim halkı hapis, işkence ve öldürme tehdidiyle dehşete düşüremiyor. Rejimin suçları arttıkça, insanların öfkesi de artıyor.”
Yoruma kapalı.