Kalan akılsız değil, giden de hain!..

İmren Nilay Tüfekci kaleme aldı

Son dönemde düşünenlerin doğru adımlar atması ve kötü niyetli kişilerin mağduru olmamaları için yurtdışına gitme düşüncesi olan gençlerimizin green cart başvuruları için rehber niteliğinde paylaşımlar yapıyorum. Ne yazık ki daha önce de şahit olduğumuz ancak bu süreçte en derinden hissettiğim bir olumsuzluğu da yazma ihtiyacı hasıl oldu.

Gençlerin tercihleri üzerinden siyasi tasnif yapma alışkanlığının Türkiye politikacılarının kronik bir rahatsızlığına dönüşmek üzere olduğunu görmek bu ülke için, geleceğimiz ve gençlerimiz için dertlenen herkesi rahatsız etmeli.

Yarınıyla ilgili kararlar vermeye çalışan ve bunun kendisi için en doğru karar olması gibi bir sorumluluğun ağırlığıyla mücadele eden gençlerin omzuna bir de ‘VATAN’ ve ‘AKIL’ kavramı üzerinden yeni yükler bindiriliyor.

Bir taraf gençlerin dünyaya açılmayla ilgili konuları araştırmasına dahi tahammül edemezken diğer bir taraf da kalıp ülkesinde geleceğini şekillendirmek, burada bir katma değer sağlamak isteyenleri aklını kullanmamakla, tırnak içinde ‘Enayilikle’ suçlayarak baskı altına almaya çalışıyor.

Gençlerin fikir ve ideallerine zerrece kıymet verilmeyen bu iki tablonun ikisinde de gençlerle ilgili bir kaygının olmaması ise bu perhizin lahana turşusu oluyor.

Karşıdakine siyasi bir yumruk atmak için lafa gelince “en kıymetlimiz” dedikleri ve konuyla ilgisi dahi olmayan gençleri birer malzeme olarak kullanmaktan başka bir şey değil.

Mesele çok basit;

Bu insanlar öncelikle kendi ayakları üzerinde duracak müreffeh bir yaşam stardardı oluşturmak, ardından da çekirdekten genele doğru çalıştığı kuruluşa, etrafına, ailesine, şehrine ve ülkesine katma değer sağlayacak bir yol haritası çizmeye çalışıyor.

Ne gidenler hain, ne de kalanlar akılsız!

Gençleri kısır çekişmelerinizin altında bocalamaya, kavgaya ve kararsızlığa mahkum etmeye hakkınız yok.

 

Yoruma kapalı.