Kraliçe 2. Elizabeth’in at tutkusu kendisiyle ilgili ne anlatıyordu?

Kraliçe 2. Elizabeth’in Sandringham’daki dinlence konağına vardığınızda ilk fark ettiğiniz şey, yarış atı Estimate’in gerçek boyutta heykeli olur.
Heykel, Kraliçe’nin at yarışlarına duyduğu sevginin kalıcı bir kanıtıydı. Yarışlarsa tacın arkasındaki kişinin kim olduğuna dair ufak bir pencere sunan bir ihtimal yegane spordu.
Estimate, 2013’te Britanya’nın en mühim at yarışlarından Royal Ascot’ta Altın Kupa’yı kazandığında, 207 senedir bu başarıyı yakalayan ilk hükümdar atı oluyordu.
Yarışı Kraliyet Locası’nda izleyen Kraliçe 2. Elizabeth’in keyifle ışıldayan yüzü yarış menajeri John Warren ile beraber kameralara yakalanmıştı.
Warren, “Bu şekilde bir netice inanılmaz bir yolculuğa görkemli bir son anlamına gelir” demişti.
Estimate’ın zaferi, jokeyinin yarıştığı mor, altın ve kırmızı renklerin kazanılmış olduğu 1.800’den fazla zaferden biriydi. Kraliçe 2. Elizabeth, hem bir at sahibi hem de yetiştiricisi olarak yarışa katkısı sebebiyle 2021’de İngiliz Şampiyonlar Serisi Onur Sıralaması’ne alındı.
Yarışlar, Kraliçe 2. Elizabeth’in İngiltere’nin içinde ya da haricinde ilgilenilmiş olduğu daha ciddi işlerden uzaklaşmasını sağlamış oldu.
Alıştırmacı Richard Hannon bu durumu “Bana ‘Taze boya kokusu olmayan bir yere gelmek güzel’ derdi” sözleriyle aktarıyor. Racing Post adlı yarış gazetesinin bir nüshası daima günlük postalarının arasına sıkıştırılırdı.

Atlar Kraliçe’nin çocukluğunun erken döneminden itibaren yaşamının içinde oldu. Ata binmeyi büyükbabası 5. George’un kendisine dördüncü yaş gününde armağan etmiş olduğu Peggy isminde bir Shetland midillisiyle öğrendi.
Yarışlara ilgisi İkinci Dünya Savaşı esnasında babasının yanında Wiltshire’a kraliyet atlarının eğitimini görmeye gitmeye başlamasıyla gelişti.
Kraliçe 2. Elizabeth, o günleri hatırlarken, “Ondan sonra atları ahırlarda okşayabiliyordum. Daha ilkin bir safkan atın pürüzsüz yumuşaklığını böylesine hissetmemiştim” demişti.
Kraliçe’nin bir at yarışında ilk kez kamuoyu önüne çıkması, Mayıs 1945’te Avrupa’da savaşın bitmesinden iki hafta sonraydı; anne ve babasına Ascot’ta birlikte rol alıyordu.
Ascot’taki Kraliyet yarışı Royal Ascot, sonrasında onun en sevilmiş olduğu toplumsal etkinliklerden biri olacaktı. Burada toplam 24 yarışı kazanmanın zevkini yaşadı.
Kraliçe 2. Elizabeth, her yıl Windsor Kalesi’nden geçit töreniyle yarışa gelirken insanoğlu hangi renk şapka giyeceği üstüne bahse girerdi. Ve mavi en oldukca tercih edilen renk oldu.
Babası Kral 6. George, Sandringham’daki at yetiştirme merkezini Kraliçe’ye miras bırakmıştı. Burada yetiştirilen atlar oldukca sayıda yarış kazandılar.
Kraliçe ilk zaferini Kraliyet’in yarış atı Monaveen ile Fontwell Park’ta 1949 senesinde kazanmıştır. Kraliçe’nin atları Büyük Britanya’da 1954 ve 1957’de olmak suretiyle düz yarışlarda iki kez şampiyon oldu.
Büyükbabası, babası ve adam kardeşleri Kraliçe için at eğiticiliği yapmış olan yayıncı Clare Balding, onun bu tutkusuyla ilgili şunları söylemiş oldu:
“Atlarını görerek tanırdı, zihinsel ve fizyolojik gelişimlerinden oldukca etkilenir ve her birinin bakıcısıyla daima detaylı bir şekilde konuşurdu. “Ayrıntılara gösterilen özenin ufak bir örneği şuydu: Kraliçe atlarını görmek için avluyu ziyaret ettiğinde asla parfüm kullanmazdı. Bunun sebebi yoğun testosteron salgılayan genç tayları heyecanlandırmak istememesiydi. “Kraliçe, ‘atlara fısıldayan’ eğitmen Monty Roberts’ın sıkı bir takipçisiydi ve onun birçok tekniğini tayları üstünde uygulardı. Mesela, ileride suda yürümekten korkmamaları için onları mavi plastik bir örtünün üstünden yürütürdü.
“Bunun sonucunda, yarış sahalarına vardıklarında daha duyarlı ve daha sakin davranıyorlardı” diyor.

Atları isimlendirirken çoğu zaman açık bir bildiri verir; Göreve Bağlı, Anayasa ve Sağduyu benzer biçimde adlar kullanırdı.
Kendisi de ata binmeyi seven Kraliçe, 1981’de geçit töreni esnasında silahlı bir saldırıya uğradığında eyerdeki hünerini göstermişti.
Estimate dahil 100’den fazla kraliyet atının zaferine tanıklık eden eğitmen Sir Michael Stoute, Kraliçe ile beraber çalışmanın bir zevk bulunduğunu söylüyor: “Kraliçe için eğitmenlik yaparken baskı hissetmedim bu sebeple anlayışlı, derin bilgili ve daha fazlasını sorgulayan meraklı biriydi.
“Daima ileriyi düşünüyordu – bu hayvanla ne yapacağım, onu yetiştirecek miyim, onu kimin için yetiştirmeliyim, mizacı, hızı, dayanıklılığı… Tüm bu süreç onu oldukca etkiliyordu.”
En sevilmiş olduğu jokeylerden biri Frankie Dettori’ydi ve ikili büyük yarış galibiyetlerinden sonrasında çoğu zaman şakalaşırdı. Dettori’nin anlattığına gore Kral 6. George adına düzenlenen bir yarıştan sonrasında Kraliçe’yle şöyleki şakalaştılar: “‘Bu benim dördüncü Kral George yarışım’ dedim. Kraliçe bana baktı ve bir kaşını kaldırdı: ‘Lester (Piggott) yedi tane kazanmıştı.’ Bu bana söyleniyordu.”

Kaynak, PA
Kraliçe’nin haiz olduğu atlar, beş İngiliz Klasik yarışından dördünü kazanmıştır.
Estimate Ascot’taki zaferiyle 150 bin sterlinden fazla para ödülü kazanmıştır. Kraliçe, atlarıyla gelecek yıllarda milyonlarca dolar kazanmıştır; sadece bu kazancın bir çok atların eğitilmesi ve öteki maliyetlerin karşılanması için kullanılıyor.
Kazanılanlar yarışın büyüleyici deneyiminin yanında ikincil öneme haiz benzer biçimde görünüyor.
Warren, atların öteki görevlerin içinde “çok büyük bir mola” bulunduğunu ve Kraliyet desteğinin İngiliz yarışları için büyük bir önemi bulunduğunu şu sözlerle söylüyor:
“Inanırım Kraliçe, bir hükümdar olarak yetiştirilmeseydi atlarla ilgili bir meslek edinirdi. Bu, onun genlerinde vardı.”
Yoruma kapalı.