Pandemi sonrası toplumun ruh sağlığı üzerindeki etkileri giderek belirginleşirken, son araştırmalar bu yıl özellikle çalışanlar arasında yeni bir salgının ortaya çıktığını gösteriyor; Tükenmişlik… Deneyimli klinik psikolog Merve Umay Candaş Demir, ülkemizde tükenmişliğin en önemli nedenleri arasında ekonominin ilk sırada yer aldığını kaydederek şunları söyledi: “Her güne bambaşka maceralarla uyanıyoruz. “Özellikle kadınlar ve çalışma hayatına dahil olan son kuşak olan Z kuşağı bu durumdan çok etkileniyor.” Dedi.Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Feneryolu Tıp Merkezi'nden klinik psikoloji uzmanı Merve Umay Candaş Demir, stresi kontrol etmek ve tükenmişliği önlemek için neler yapılabileceğini anlattı. “Her şey bir tık uzakta…”Deneyimli klinik psikolog Merve Umay Candaş Demir, her şeyin “bir tık” uzakta olduğu bir dönemde yaşadığımızı, yaşam tarzımızın dijitalleşmesiyle birlikte insanların eylem yerine internet üzerinden birçok şeyi tek tıkla yapabildiğine dikkat çekti. Hareket azaldıkça içe dönüklüğü arttırır ve “Özellikle pandemiden sonra insanların ruh hallerinin yansımasına baktığımızda, değişimin 'tükenmişlik' lehine olduğunu görüyoruz. Mevcut araştırma sonuçlarına baktığımızda görüyoruz. Tükenmişliğin 2024 yılında özellikle çalışanlar arasında yeni bir salgın haline geleceğini düşünüyorum” dedi. “İşyerlerimiz büyük bir stres kaynağıdır.”“İşyerlerimiz büyük bir stres kaynağıdır.” Deneyimli klinik psikolog Merve Umay Candaş Demir, küresel savaşlar, iklim krizi nedeniyle yaşanan sel, dolu gibi çeşitli hava olayları, yapay zekanın hayatımızda giderek artan yeri ve insanların gelişen teknolojiye uyum sağlamaya çalışmasının kaçınılmaz olarak yaşamlarını etkilediğini açıkladı. mod.“Her güne bambaşka maceralarla uyanıyoruz”Deneyimli klinik psikolog Merve Umay Candaş Demir, ülkemizde tükenmişliğin en önemli nedenleri arasında ekonominin ilk sırada yer aldığını kaydederek, şöyle devam etti: “Sabah kalktığınızda o gün ekonomi nasıl gidecek, ülkemiz nasıl olacak diye merak ediyorsunuz. Dünyadaki olaylardan etkilenirseniz, bunun o günkü yemek harcamalarınıza etkisi ne olur?” istikrar kaybolmuştur. Her gün bambaşka maceralara uyanıyoruz. Özellikle kadınlar ve çalışma hayatına dahil olan son kuşak olan Z kuşağı bu durumdan fazlasıyla etkileniyor. “Stres 'kronik' hale geldiğinde hastalıkları artırıyor”Günlük hayatımızdaki bu yorgunluk aynı zamanda kan damarlarımızda dolaşan stres hormonu olan kortizolün de artmasına neden olur. “Yıllardır bilindiği gibi stres 'kronik' hale geldiğinde hem fiziksel (kalp hastalıkları, KOAH, obezite, kanser gibi) hem de ruhsal (anksiyete ve depresyon gibi) hastalıkların artmasına neden oluyor.” “Mutlaka biyolojik saatimize göre uyumalıyız”Bugüne kadar yapılan psikolojik çalışmalara göre “Stres bir döngüdür. Hayatta kalmamız için gereklidir. Ancak iyi yönetilmezse hayatımız için tehdit haline gelebilir.” Söylediklerini gözlemleyen deneyimli klinik psikolog Merve Umay Candaş Demir, stresi kontrol etmek ve tükenmişliği önlemek için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:Sağlıklı uyku: Uyumak kendinize bakmak demektir. Uyku sırasında beynimiz öğrendiklerimizi organize eder, günlük sorunları işler ve bizi yeni güne hazırlar. Ayrıca gece saat 21.00 ile 22.00 arasında salgılanmaya başlayan melatonin rahat uyumamızı sağlar. Bu nedenle gece geç saatlere kadar uyanık kalmak ve ardından vücudumuzu uykuya hazırlamak için melatonini takviye olarak ağızdan almak sağlıksızdır. Biyolojik saatimize göre uyumalıyız.“İnternetten sipariş vermek yerine hızlı bir yürüyüşle markete gidin.”Fiziksel aktivite: Artık her şey bir tık uzağınızda. Ne yazık ki çoğu şey internet üzerinden sipariş ediliyor, sosyalleşme internet üzerinden gerçekleşiyor ve hatta işler bile internet üzerinden yapılıyor. Ancak vücudumuzun hareket etmesi gerekiyor. Hareket, mutluluk ve motivasyonla bağlantılı olan endorfin ve dopamin gibi hormonların salgılanmasını sağlar. Eğer bir araba yakıtsız çalışamıyorsa, vücudumuz da hareket etmeden sağlıklı olamaz. Bugün internetten sipariş vermek yerine markete kısa bir yürüyüş yapmayı deneyin.Üretmek için: Mutlaka harika şeyler üretmeye mahkum değildir. Zevkinize göre pişirdiğiniz bir yemek, çizdiğiniz bir tablo, çektiğiniz bir fotoğraf, okuduğunuz bir kitap zihniniz için yeniliğe ve üretkenliğe açılan bir kapı olacaktır. Neyi üretmenin size iyi geleceğini bilmeniz için ünlü filozof Sokrates'in “Kendini tanıyın” sözünü hatırlatmak isterim. Bu yüzden kendimizi tanımaya çalışmalıyız.“Samimi ve özverili insanlarla kurduğunuz bağlar, kronik strese karşı en büyük antibiyotiktir.”Sosyalleştirmek: İnsanlığın yerini yapay zekanın alacağı yıllara doğru hızla ilerlerken unutmamamız, teması asla koparmamamız gereken en önemli nokta sosyal bağlarımızdır. Sizi siz olduğunuz için seven, özverili, samimi ve yanında rahat hissettiğiniz insanlarla kuracağınız bağlar, kronik stresin en büyük antibiyotiği olacaktır.Kaynak: (guzelhaber.net) Güzel Haber Masası
—–Sponsorlu Bağlantılar—–
—–Sponsorlu Bağlantılar—–
—–Sponsorlu Bağlantılar—–