Başsavcılık Direktörü Stephen Parkinson, BBC'ye yaptığı açıklamada, Kraliyet Savcılığı'nın geçen hafta İngiltere'de başlayan şiddet olaylarına ilişkin bazı vakalarda “terör suçlarını değerlendireceğini” söyledi.
Parkinson, bunun gerçekleştiği en az bir vakadan haberdar olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Eğer bir ideolojiyi yaymak için faaliyetler planlayan gruplar organize ettiyseniz, gerçekten çok ciddi bir yıkım planlıyorsanız evet terör suçu sayarız.” dedi.
Aşırı sağcı şiddet eylemlerinde 400'e yakın kişi gözaltına alındı
Ulusal Polis Şefleri Konseyi (NPCC) Başkanı Gavin Stephens, dün yaptığı açıklamada polisin usulsüzlüklerle mücadele etmek için elinden geleni yaptığını belirterek, şunları söyledi: “Şu ana kadar 378 tutuklama gerçekleşti. Polis, bu kişilerin kimliklerini tespit etmeye devam ediyor. Olaya karışıp sorumluları yakalayınca bu sayı her geçen gün artıyor.” Artmasını bekliyoruz.” ifadesini kullandı.
Stephens, bu yönde çalışmaların gün boyu devam ettiğini ve olaya karışanların adalet önüne çıkarılacağını vurgulayarak, “Bunun bir protesto eylemi ya da demokratik haklarını kullanan insanlara yönelik bir eylem olmadığı bizim için açıktı”. değerlendirmesini yaptı.
İşler nasıl başladı?
29 Temmuz'da İngiltere'nin Southport kentinde 17 yaşındaki bir saldırganın düzenlediği bıçaklı saldırıda 3 çocuk öldü, 8'i çocuk 10 kişi yaralandı.
Saldırganın kimliğine ilişkin sosyal medyada çıkan spekülatif haberlerin ardından Southport'taki aşırı sağcılar polisle çatıştı ve Southport İslam Cemaati camisine taşlarla saldırdı. Burada aşırı sağcılar polisle çatıştı, çok sayıda polis memuru yaralandı ve polis minibüsü ateşe verildi. Southport'ta yaşanan olaylar nedeniyle 53 polis memuru ve 3 polis köpeği yaralanırken, 5 kişi gözaltına alındı.
2 Ağustos'ta aşırı sağ şiddet ülkenin doğu kıyısındaki Sunderland'e yayıldı. Kentteki “Mescid-i Enver-i Medine” camii önünde toplanan aşırı sağcı kalabalıklar polisle çatıştı. Kalabalık kentteki polis karakolunu ateşe verirken, bazı kamu kurumlarını da yakmak istedi. Olaylar sonucunda 3 polisin yaralandığı kentte aşırı sağcı 10 kişi tutuklandı.
Sunderland ile aynı gün, aşırı sağcılar Hartlepool, Liverpool, Glasgow ve Dover'daki meydanlarda ve camilerin önünde toplandılar.
3 Ağustos'ta aşırı sağcılar, aralarında Bristol, Hull, Blackpool, Stoke-on-Trent ve Blackburn'ün de bulunduğu yaklaşık 20 Britanya şehrinde ve Kuzey İrlanda'nın başkenti Belfast'ta 4 farklı noktada sokaklara döküldü. Göçmenlerin işyerlerine, camilere, polis araçlarına ve çevik kuvvet ekiplerine saldıran aşırı sağcı 92 kişi tutuklandı.
4 Ağustos'ta Weymouth, Middlesbrough ve Rotherham kasabalarında toplanan aşırı sağcılar yine göçmenleri ve Müslüman toplumu hedef aldı. Rotherham'da kaçak göçmen ve sığınmacıların tutulduğu otelin önünde toplanan aşırı sağcı aktivistler, binaya taş, sandalye gibi yabancı cisimler fırlattı.
Bu şehirlerde aşırı sağcılar, bazen muhalif gruplar da dini ve ticari yapıları korumaya çalışanlarla çatıştı. Hull ve Stoke-on-Trent başta olmak üzere iki aşırı sağcının bıçaklandığı haberleri olayları tırmandırırken, polis bu haberlerin asılsız olduğunu açıkladı. Polis, Blackpool ve Manchester'daki protestolara son verilmesi çağrısında bulundu ve yeni toplantıları yasakladı.