
Kuraklık, aşırı sıcaklar, hava koşullarındaki ani değişiklikler, su baskınları, orman yangınları gibi doğa olayları, iklim krizinin daha da derinleşeceğini gösteriyor. Sıcaklık rekorlarının kırıldığı İzmir'de 12 Temmuz'da merkeze 39,7 kilogram, metropol dışındaki mahallelere ise ortalama 98 kilogram yağış düştü. Sağanak yağışın ardından hava aniden mevsim normallerinin üzerine çıktı. Yağış sonrası elektrik kaçağı nedeniyle 2 kişi hayatını kaybederken, su baskını ve su baskını nedeniyle maddi hasar meydana geldi. Dokuz Eylül Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Çukur, Cumhuriyet'te güncel hava değişikliklerini değerlendirdi.
“OLAĞANÜSTÜ DURUMLARA GÖRE PLANLAMA YAPILMALI”
Fosil yakıt kullanımının iklim krizini tetiklediğini belirten Hasan Çukur, şunları söyledi: “Fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerjiye geçiş hızlandırılmalıdır. Son yıllarda atmosfer kaynaklı doğal afetler 5 kattan fazla arttı. Yani yağmur yağdığında sokaklar nehir gibi su taşıyor. Bu nedenle yerel yönetimler ve DSİ, İZSU gibi kurumlar planlarını hayata geçirirken; “Bölgedeki ortalama yağışa göre çözüm geliştirmeyi bırakıp, ekstrem durumlara göre planlama yapmalılar” dedi.
“TARIMDA İÇME SUYU KULLANIYORUZ”
Su kullanımına dikkat çeken Prof. Dr. Çukur, şunları söyledi: “Ayrıca kent merkezlerinde kentsel peyzaj için su talebi düşük ve kurak şartlara uygun doğal bitki türleri seçilirse su ihtiyacı önemli ölçüde azaltılabilir. İçme suyunun yaklaşık %80'i çiftçilerimiz tarafından tarımsal amaçlı yabani sulama amacıyla kullanılmaktadır. Buna rağmen ülkemizdeki tarım alanlarının yaklaşık %10'unda sulu tarım uygulayabiliyoruz. Yapılması gereken çiftçilerimizi eğitmek, maddi destek sağlamak ve damla sulama sistemine geçmektir” dedi.