İzmir Demokrat Parti (DP) Milletvekili Salih Uzun, “Diyanet İşleri Başkanlığı'nı ve dolayısıyla dinimizi sürekli ilgi odağı haline getiren Ali Erbaş varken Türkiye'de bir ateist derneğine ihtiyaç var” dedi. Gösteriş ve savurganlık tutkusuyla müfredatın mümkün olan her yerine dini bilgiler katıyor.” “Dindar nesiller yetiştireceğini zanneden ama maalesef sonunda cahil ve dinsiz nesiller yetiştirecek olan Yusuf Tekin varken Türkiye'de ateist bir derneğe ne gerek var? Çocuklarımızı dinden uzaklaştıracaklar, “dedi.
İzmir Demokrat Parti Milletvekili Salih Uzun, TBMM'de yaptığı konuşmada, sosyal medyada dini konuları tartışan Pırlanta Tema hakkında çıkarılan tutuklama kararına tepki gösterdi.
Uzun, şöyle konuştu: “Geçen bayram tatilinde yaşları 25-30 arasında olan genç bir agnostik yazarın Peygamberimiz Muhammed ile ilgili sözleri konuşuldu. Bu durum sosyal medyada büyük tepkiye yol açtı. Konu tutuklama kararı çıkarılacak noktaya geldi. O tartışmanın yeniden açılması mümkün olmadı, ben konuya başka bir açıdan bakıyorum ve başta muhafazakar kesimden gelen anne-baba arkadaşlarım olmak üzere büyük bir samimiyetle konuyu ele alıyorum. Siyasi çizgiden gelenlere ve ayrıca sadece muhafazakar siyasetten değil aynı zamanda merkez sağ siyasetten gelen ben de dahil olmak üzere sağ siyasetin her kesiminden gelen herkese, tüm siyasetçilere içtenlikle çağrıda bulunmak istiyorum: eğer bu meseleyi önemsiyorsak. Çocuklarımızın, gençlerimizin din ile olan ilişkileri, eğer onların dinden uzaklaşmasından endişeleniyorsak, o zaman agnostiklerin, deistlerin ya da ateistlerin, yani kendi pozisyonunu beyan eden kişilerin dinimizle ilgili sözlerinden endişe duymayalım. Asıl zarar din adına konuşanlardan geliyor. “Asıl zarar din adına hareket edenlerden geliyor” dedi.
“Ateizm derneğinin Türkiye'de faaliyet göstermesine gerek yok”
İnsanların ateizme yönelme nedenlerine değinen Uzun, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye'de öyle bir grup var ki, konuştukça gençlerimiz dine yabancılaşıyor. Tasavvufun anlamından uzak, dinimizin temel esaslarına taban tabana zıt mezhepsel yapılar ortalıkta dolaşıyor. Bunlar “Yalnız sana ibadet ederiz ve ancak senden yardım isteriz” şiarına sahip mezhepsel yapılar ve bu düsturun tekrarlanmasını gerektiren bir dinde, müritlerinden kayıtsız şartsız itaat bekleyen sözde mezheplerin kırk kez yeri olabilir mi? Gün geçtikçe çoğalıyorlar, konuştukça dine yabancılaşıyorlar, deist oluyorlar, ateist oluyorlar, görüyorsunuz. Türkiye'de ateist derneği var ama bu ateist derneğin son yıllardaki faaliyetlerini duydunuz mu?
Çünkü gerek yok. Türkiye'de bir ateist derneğinin faaliyet göstermesi şart değildir. Bu neden olmalı? “Annenin diz kapağına fazla bakma, iyi olacaksın” diye vaaz veren şeyhler varken Türkiye'de ateizm derneğine ne gerek var? Sadece onlar değil. Resmi din görevlileri var. “Sosyal medya fenomeni olmaya hevesli, sürekli cami kürsüsünden sıcak siyaset yapan, siyasetçilere kumpas kurarak şirketin en az yarısının nefretini kazanan din görevlileri varken Türkiye’de ateist bir derneğe ne gerek var? ?”
Konuşmasının devamında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'i eleştiren Uzun, şunları söyledi: “Dahası da var; kusura bakmayın, başkanlığını yürüten Ali Erbaş'la birlikte. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ve dolayısıyla sürekli tartışılan dinimizin gösteriş ve israfa düşkünlüğüyle Türkiye'nin başı dertte.” Türkiye'de ateizm derneğine ihtiyaç var mı? Bir kişi daha var, ben bunu çok daha tehlikeli buluyorum, müfredatın her yerine dini bilgiler yerleştirerek dindar nesiller yetiştirmeyi düşünen ama ne yazık ki sonunda hem cahil hem de dinsiz nesiller yetiştirecek olan Yusuf Tekin “Ateistliğe ne gerek var” Türkiye'de var olan dernekler çocuklarımızı dinden uzaklaştırıyor mu? Onlara herkesten önce karşı çıkmalıyız” dedi.